Ahmet Ümit son kitabı ile karşımızda. Kukla kitabı ile tanıştığım ve sevdiğim yazarın Beyoğlu takıntısına hizmet eden daha doğrusu Tarlabaşına dair bir kitap. Ahmet Ümit'i takip edenler bilir , Beyoğlu Rapsodisi , İstanbul Hatırası gibi kitapları İstanbul'un bilindik bilinmedik mekanlarında geçer , tüm kitabın dekoru İstanbul'dur. Bunu bir kitap bilemediniz iki kitapta yaptınız mı pek sıkıntı yok ama artık roman formatınızı buna çevirirseniz okuyucu sıkılır yada bende öyle oldu. Açıkça söylemek gerekirse Ahmet Ümit'in bu kitabı bana göre en kötü kitabı. Hikaye zayıf, 400 sayfayı doldurmak için zorlama ayrıntılar , Gezi olaylarının kitabın içine yedirilme çabası... hepsi çok sırıtıyor ve okuyanı rahatsız ediyor. Yazarın akıcı üslubu aynı, çabuk okunuyor, yer yer sıkılıyorsunuz ama çabuk geçiyor. Gezi olayları kitabı yazarken patlamış ve yazar da bunları kitabın içerisine koymak gibi bir görev üstlenmiş. Görev diyorum çünkü okudukça size de çok sakil gelecek bu kısımlar. Özellikle kahramanlardan biri bir akşam Gezi Parkına gider ve parktaki ağaçlar gezi parkı olaylarında ölenlerin adını fısıldamaktadır vb... Gezi Parkı olayını anmak, ölümsüzleştirmek değil de bu başkaldırışın ticari adından yararlanayım diye yazılmış izlenimi veriyor. Hikayenin sonu güzel bağlanmamış daha doğrusu çok acemice , ne olduğunu anlamadan çok alakasız bir yerde sürpriz tadı olmadan düğüm çözülüp, katil belli oluyor.
Neyse , Ahmet Ümit'i bu kitabı ile tanımayın , mümkünse diğer kitaplarını okuyun.
Kitabın tanıtım cümlesi hoş ; "Aşk yaşamı, cinayet ölümü sıradanlıktan kurtarır."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder